Bilgistasyonu
muzik neden beyin icin iyidir
Müziğin ruha ve beyne faydalı olduğu söyleniyor. Müzik ruhun gıdasıdır diye sözler söyleniyor hatta. Ayrıca klasik müzikle ilgili de kadınların hamilelik dönemimde bebeklerine dinletmeleri söyleniyor ama bunun pek bilimsel tarafı yoktu henüz. Buna da Mozart etkisi deniyordu ki, 1993′te ortaya atılan bu yargı Mozart ile özdeşleşmişti çok.
Ayrıca Mozart etkisi raporu da tam olarak klasik müzik etkisini kanıtlamıyordu. Rapora göre Mozart dinlendiğinde uzaysal yetilerde kısa süreli ufak bir miktar performans artışı meydana geliyordu. Tabi bu da müzik dinlemeyen bir insana göre idi. Ancak devam eden çalışmalar aynı sonucu elde edemedi. Ya da bazısı aynı etkinin öğrencilerde pop müzik ile de sağlanabildiğini ortaya çıkardı. Bu durumda da geriye bunun müziğin sağladığı herhangi bir sesli uyarıcının bilişsel faydaları sebebiyle olduğu akla geliyor. Tabi bunun belki de müziksel bile olması gerekmiyor. Tabi müziğin insan beynini geliştirdiği Mozart etkisinden önce de düşünülen bir şeydi.
Sinir bilimci Nina Kraus ve Bharath Chandrasekaran, 20 Temmuz’da Nature Reviews Neuroscience’da yayınlanan incelemelerinde müzik eğitiminin beyni müzik alanı dışına da yayılan geniş bilişsel etkiler yaratan bir şekilde şekillendirdiğine kanıt olduğunu söylüyorlar. Müzik eğitimi beyni müzik işlemenin üst seviyelerine yani bir nevi sınırlarına hazırlarken işitsel sistemi etkiliyor.
Tabi bu fiziksel kas çalışmalarının vücudu geliştirmesi gibi çok normal bir şey. Doğru bulmacaların çözülmesi durumunda bu bulmacalar da beyni değiştirecek ve geliştirecek. Müzisyen ve müzisyen olmayanların beyinleri arasındaki öğrenme kaynaklı yapısal değişiklikler de ayırt edilebiliyormuş.
Ayrıca, sinirsel ve psikolojik testlerde müzik işlemenin müziğe özel olmayan bilişsel kaynakları da kullandığını ortaya çıkmış. Buna örnek olarak perde veya ton işleme, hafıza ve şema tanımayı verebiliriz. Mesela beyin aynı tonları hatırlarken bunları hafızadan çağırmak durumunda, notalar arasındaki farkı karşılaştırarak bulmak zorunda. Ayrıca şarkılar da belli nota ve enstrüman gruplarının oluşturduğu şemalardan oluşuyor ki bu şemaların beyine saklanması, sonrasında karşılaştırılarak bulunması, ve mesela şarkının ufak bir kısmının duyulmasından sonra devamının da hatırlanması gibi pek çok şey bilişsel işlev gerektiriyor ve beyni çalıştırıyor. Bu sayede de müziğin bilişsel etkileri müzik dışındaki alanlarda da hissedilebiliyor. Mesela Mandarin Çincesi gibi tonlu dillerin sağladığı ton duyarlılığı notaları sadece duyarak adlandırma yeteneğini geliştiriyor.
Özetle müzik eğitimi öğrencilerin hafıza, koordinasyon ve takayyüt gibi genel yeteneklerini geliştirerek IQ seviyesini arttırabiliyor. Bu da beynin kendisini tekrar kablolaması yani sinir ağlarına yenilerini eklemesiyle oluyor. Bunun da müzikten başka dil ile ilgili alanlara ve diğer alanlara katkısı oluyor.
Etnomüzikolog John Blacking müziğin küçük bir grup tarafından yapılarak büyük bir grup tarafından dinlenmesi şeklinde kurallaştığını ancak Afrika’daki çalışmalarında bunun olmadığını söylüyor. Yani toplum biraz müzik yeteneğinin bazı kişilerde fazla diğerlerinde ise olmadığı yönünde ön yargılı.
Kraus ve Chandrasekaran müzik eğitiminin okullarda yoğunlaştırılması taraftarılar. Ancak bahsettiğimiz önyargı yüzünden gereken önemin verilmediğini düşünüyorlar ve bunu kabul ettirmenin de tek yolunun müziğin yan etkilerinin olması onları üzüyor. Tabi bu dünyada biraz bunu yapmak da zor bir şey.
Tabi eğitimde aşırıya gitmenin de zararları var. Kaslardan beyne giden dönütün bozulması ile oluşan fokal distoni buna bir örnek. Bu rahatsızlıkta mesela çaldığınız enstrümanda notalara bastığınız parmaklarınızı kullanamaz oluyorsunuz. Burada beyin el hareketlerini yine sinir ağlarını genişleterek parmak hareketleri olarak kabul edip parmak hareketlerini devre dışı bırakabiliyor mesela. Uzunca bir tedavi dönemi ile düzelebiliyor büyük oranda ama yine de eğitimin aşırıya kaçması durumuna ciddi bir örnek.
Kaynak: Why music is good for you