Bilgistasyonu
hassansabah
Hassan Sabbah
Hassan Sabbah’ı bilirmisin? Hasan Sabbah yalçın bir dağın tepesindeki bir adam.Kartal yuvası bir kalede oturuyor. Alamut kalesinde. Krallıkları deviren adalet dağıtan, dehşet saçan bir adam. O zamanın Selçuklu Sultanı Selahattin bu Hasan Sabbah’ın peşine kelle avcılarını göndermiş. Hasan Sabbah’ın kellesini istemiş. Gel zaman git zaman Hasan Sabbah’ın elçisi Sultana gitmiş saraya.Elçi gelmiş, Demiş ki, “Sultana bir lafımız olacak” Sultan “Buyur söyle” demiş. Elçi bakmış şöyle, Demiş ki “Bu kalabalık olmaz”. Sultan kalabalığı göndermiş. Elçi demiş ki “bu korumalar da gitsin lafım sana” demiş. Sultan iyice merak etmiş korumaları da göndermiş.O zaman elçi sultanın yanındaki iki kölemen korumaya bakmış.Demiş ki Onları da gönder. Sultan demiş ki;”Onları göndermem, onlar benim oğullarım, en çok onlara güvenirim. Biz üçümüz bir kişiyiz” demiş.Hadi söyle yahut ta git. O zaman elçi o iki kölemen korumaya dönmüş demiş ki. O zaman Demiş ki “size kılıçlarınız çekin ve hükümdara kıyın desem ne yaparsınız?” İki adam tereddüt bile etmemiş, “Emrin olur” demiş.Bunun üzerine elçi arkasına bile bakmadan çekip gitmiş. Ertesi gün Sultan Selahattin Hasan Sabbah’ın peşine gönderdiği kelle avcılarını geri çağırmış. Hayatı İran'da Kum kentinde dünyaya gelmiştir. Zamanın önde gelen okullarında okuma şansı bulmuştur. Ailesiyle birlikte Rey şehrine gittiğinde burada Şii inancının önderleriyle temas etmiş ve Şiiliği benimsemiştir. Dini çalışmalarını geliştirmek için Fatimiler'in hakim olduğu Kahire'ye gitmiştir. İran'a döndüğünde Selçuklu sarayında yüksek bir memuriyetle işe başlayacaktır.Bazı iddialara göre onun aklında daima padişahlık vardır. O padişahlık uğuruna doğup büyüdüğü toprakların bağlı bulunduğu Büyük Selçuklu Devleti'ni yıkıp sultan olmak istemiştir.Bu dönemde ünlü yönetici Nizamülmülk'ün emrinde çalışmaya başlamıştır. Bazı iddialara göre Nizamülmülk, Ömer Hayyam ve Hasan Sabbah birlikte aynı dönemlerde öğrencidirler ve kim hayatta en çabuk yükselirse diğerlerine yardım edecektir. Bu efsanenin doğruluğuna dair bir bilgi bulunmamaktadır.Çünkü Nizamülmülk ile Hasan Sabbah arasında yaklaşık 40 yıllık yaş farkı vardır. Bundan sonra kesin olarak bilenen ise Hasan Sabbah'ın yoğun dini çalışmalarından sonra örgütlenmeye başladığı ve Alamut kalesini ele geçirip burada üslenmesidir. Sabbah'ın Alamut'u ele geçirişinden de Semerkant (roman)'da bahsedilir.Romanda bunun İsmaililerin kaynaklarında yazdığı belirtilir.Sabbah önce Alamut'ta İsmailiyeliği yayar.Sonra da kaleye gelir ve komutana kaleyi teslim etmesini,kaledeki askerlerin kendi safına geçtiğini söyler.Komutan kalenin kendisine sultan adına verildiğini ve bunun karşılığında üç bin altın dinar ödediğini söyler.Hasan Sabbah bir kağıda bir şeyler yazar ve söylediği şehre gitmesini söyler.Komutan söylenilen şehre gider ve üçbin altın dinarı noksansız alır. İslamiyetin tarihinde yaşamış olduğu farklı mezheplerden biri olan Şiilik mezhebi İran'da yaygındır. Bu mezhepin üyelerinin Selçuklu hakimiyetindeki bölgelerde Sünni yöneticiler tarafından baskıya maruz kaldıklarından dolayı Şiilik gizli olarak kendisini varetmiştir. Hasan Sabbah'ın da mensup olduğu İsmailiyye tarikatının inancına göre 12 imamdan yedincisi olan Cafer öldükten sonra oğlu İsmail'i imam tayin etmiştir. Ancak İsmail babasından önce ölmüştür. İsmailiye tarikatı ise İsmail'in ölmediğini ve gizlenmek için ortadan kaybolduğunu, zamanı gelince geri döneceğini savunur. Bunun haricinde Hasan Sabbah'ın bağlı bulunduğu Nizari kolu ise 18. imam Mustansır'dan sonra ise Musta'li değil Nizari'nin gelmesi gerektiğini savunur..