-Bir yılan 3 yıl uyuyabilir. -Bal bozulmayan tek gıdadır. -Ördeğin sesi yankı yapmaz. -Denizyıldızlarının beyni yoktur. -Üzüm mikrodalga fırında patlar. -İnsan yılda en az 1460 rüya görür. -İçtiğimiz sular 3 milyar yaşındadır. -Karınca iki hafta su altında yaşayabilir. -İnsan kalbi dakikada 60-80 defa çarpar. -Üzümü mikrodalgaya koyarsanız patlar. -Parmak izi gibi herkesin dil izi de farklıdır. -"Pi" sayısının bir milyarıncı rakamı 9'dur. -Dünyada insanlardan daha çok tavuk var. -Venüs saat yönünde dönen tek gezegendir. -İnsanın kalça kemiği betondan daha sağlamdır. -Hiçbir kağıt 7 defadan fazla 2'ye katlanamaz. -Türkiye'de Mehmet adında 1 milyon 229 kişi var. -Sabahları elma kahveden daha fazla uykunuzu açar. -Yerçekimsiz ortamda mum alevi küre şeklinde olur. -El tırnakları ayak tırnaklarından 4 kat daha hızlı uzar. -Otomobil sayısı insan sayısından 3 kat daha hızlı artıyor. -Doğum gününüzü en az 9 milyon kişiyle paylaşıyorsunuz. -Bir bardak sıcak su, buzdolabında soğuk sudan daha çabuk donar. -Günde 24 saat sayı saysanız, 1 trilyona ulaşmanız 31 bin 688 yıl alır. -Dünyada bir yılda gerçek paradan daha fazla Monopol parası basılıyor. -Eksi 90 derecede nefesimiz, havanın ortasında donar ve düşer. -Vücudumuzdaki tüm damarları uç uca ekleseniz 19 bin 200 kilometre eder. -Çin'de İngilizce konuşan kişi sayısı Amerika'dan daha fazladır. -Elma, soğan ve patatesin tadı aynıdır. Fark sadece tamamen kokularından kaynaklanır. Aslında hepsi tatlıdır. -13 rakamının uğursuz olarak bilinmesi nedeniyle ABD'de birçok otelde 13. katta oda bulunmaz. -En uzun boylu insan 1940 yılında ölen 2,72 metre boyunda ABD'li R.P. Wadlow olmuştur. -Kibrit kutusu büyüklüğündeki altın külçesi yufka gibi açılarak bir tenis kortu büyüklüğüne kadar yırtılmadan uzatılabilir. -Einstein 9 yaşından sonra akıcı konuşmaya başladı. Aile onda zihin geriliği olduğunu bile düşündü. -İnsan daha çok oksijen alabilmek ve vücudundaki karbon gazını boşaltmak için esner. -İnsan bir günde 28-33 bin litre hava, 500-700 litre oksijen, 2 kilogram yiyecek tüketir. -Dünyanın en hızlı kuşu Boğazlı Kırlangıç'tır. 3 saniye süreyle saatte 128 km. sürate ulaşmıştır. -Michel Jordan bir yılda Nike'den Nike'ın Malezya fabrikası personelinin hepsinden fazla para kazanıyor. -ABD, Ohio'da lisans olmadan fare yakalamak yasaktır. -Eğer aynı zamanda aksırır, hıçkırır ve gaz çıkarırsanız, patlarsınız. -Aşık olduğumuzda beynimiz "phenylethylamine" üretir. Bu kalp atışınızı hızlandırır ve sizi mutlu yapar. Mu kimyasal madde çikolatada da vardır. -Uzayda yerçekimi olmadığı için astronotlar ağlayamaz. Çünkü gözyaşı aşağı düşmez. -Birinci Dünya Savaşında Fransa ülkedeki tüm taksileri tüm taksileri devraldı ve askerler cepheye bu taksilerle taşındı. -1994 Dünya Kupası'nda, Bulgaristan futbol takımının 11 oyuncusunun hepsinin isminin sonu "OV" ile bitiyordu. -Sivrisinek kovucu spreyler sinekleri kovmaz, sizi gizler. Sivrisineğin alıcılarını bloke ederek sizin orada olduğunuzu anlamalarını engeller. -Kahve sarhoş bir insanın ayılmasına yardımcı olmaz. Hatta çoğu zaman alkolün etkisinin artmasına yol açar. -Kereviz yerken harcanan kalori,kerevizin içindeki kaloriden daha fazladır. -Bir pire, kendi büyüklüğünün 150 kat yüksekliğine zıplayabilir. Bu oranı tutturmak için insanın yaklaşık 30 metre zıplaması gereklidir. -Klinik ölüm sonrası insan 5 dakika içinde hayata geri getirilebilir. 5 dakika sonra beyin hücreleri ölmeye başlar, ama yine de bu süreyi 5 dakika daha uzatmak mümkündür. -İnsan uzun süre bir böbrek ve bir akciğerle, midesiz, dalaksız yaşayabilir, ama karaciğersiz bir dakika bile yaşayamaz. -Bir kilo limonda bir kilo çilekten daha fazla şeker vardır.-Soğuk havalarda ısınmak için alkol almak son derece tehlikelidir. Yüzeysel damarlarda genişlemeye yol açan alkol bir süre kendinizi ısınmış gibi hissetmenize yol açarken, vücudun ısı kaybını kolaylaştırır. Bu da donmayı çabuklaştırır. -Macar Yanosh Voven ve karısı Sara dünyada en uzun aile hayatı sürmüşler. Onlar 147 sene beraber yaşamışlar. Yanosh 172, Sara 164 sene yaşamıştır. Öldüklerinde en küçük çocuklarının 116 yaşı varmış. -En büyük kuş yumurtası devekuşunundur. 15 - 20 santimetre uzunluğunda ve ortalama 1.7 kilogram ağırlığındadır. Kaynatılarak pişirilmesi 40 dakika sürer. -Kirpiler suda yüzer. -Salatalığın yüzde 96'sı sudur. -Sivrisineklerin 47 tane dişi vardır. -Coca-Cola'nın orijinal rengi yeşildir. -Çocuklar baharda daha fazla büyüyor. -Sigara çakmağı kibritten önce bulundu. -Sümüklüböceklerin dört tane burnu vardır. -Uranüs çıplak gözle görülen bir gezegendir. -Dünyadaki tavuk sayısı insanlardan fazladır. -Salyangozların 25.000 civarında dişi vardır. -Bir doğumda yaşayan en çok çocuk sayısı 6. -Bir kadının sahip olduğu en fazla çocuk sayısı 69. -İlk kule saati 1404 yılında Moskova'da yapılmıştır. -Hawaii alfabesinde sadece 12 harf bulunmaktadır. -Timsahlar daha derine batabilmek için taş yutarlar. -Bukalemunların dilleri,vücutlarından iki kat uzundur. -Dünyadaki ısı 1900 yılından itibaren 0.7 derece arttı. -Uzaya ilk uçan kadın Valentina Tereşkova'dır. (1962) -Günümüzde, evlenenlerin yüzde ellisi boşanmaktadır. -Dünyada insan başına düşen karınca sayısı 1 milyondur. -Pisagor sokak dövüşü spor dalında olimpiyat şampiyonu olmuştur. -Kedi ve köpekler de insanlar gibi solak yada sağak olabilirler. -"Düello" uygulaması hala Uruguay ve Paraguay'da devam etmektedir. -(şuan yaşayan) 135 yaşındaki Ali Muhammed Hüseyin, yeryüzünün en yaşlı insanı olarak biliniyor. -Atların kırılan kemikleri geri kaynamaz. Ayağı kırılan atların hayatı da biter. -Sağ elini kullananlar sol elini kullananlardan ortalama 9 yıl daha uzun yaşıyor. -Uyurken, TV izlerken olduğundan iki kat daha fazla kalori harcarız. -Stockholm kraliyet kütüphanesinde muhafaza edilen "Şeytan İncili" kitabının ağırlığı 350 kg.dır. -Taze kakao içinde bulunan sıvı, kan plazması yerine kullanılabilir. -ABD'de Coco-Cola şoförlerinin kimyasal madde taşıma lisansı olması gerekiyor. -Dünyanın uydusu ayın hacmi, Pasifik Okyanusu'nun hacmi ile aynıdır. -Maymunlar her yıl uçak kazalarından daha fazla insan ölümüne neden oluyor. -Dünya ahalisi gece gündüz satranç oynasa ve her saniyede bir hamle yapılsa, satrançta tüm oyunları tecrübeden geçirebilmek için asırlara ihtiyaç vardır. -Satranç tarihinin en uzun oyunu 1950 yılında Mardel Plato'da yapılmış dünya satranç turnuvasında gerçekleşmiştir. Pilkin ve Çernyak arasında yapılan bu maç 22 saat devam etmiş ve 191. hamle sonrası berabere bitmiştir. -Dünyanın en kokulu camisi Tebriz şehrindedir. Mescit inşa edilirken çamuruna misk kokusu ilave edilmiştir ve 600 sene geçmesine rağmen hala mescit misk kokmaktadır. -Dünyada en tehlikeli hayvan sivrisinektir. Çünkü insanların ölümüne en fazla sebep olan hayvandır. -En eski alfabe Suriye'nin Akdeniz sahilindeki Lattakiya limanı yakınlığında yapılan kazım sonucu bulunmuştur. Alfabe 32 harften oluşur. -Güneş yerden 149 milyon 600 bin km. mesafededir.Hacmi yerden 1300 defa büyüktür. -Rusya'da yaşamış olan Vasilyev'in iki karısından 87 çocuğu olmuştur. 75. yaş gününde (1782) onun yanında 83 çocuğu bulunmuştur. -Bugüne kadar yaşamış en ağır kişi, 635 kiloya ulaşan Washingtonlu Jon Brower Minnoch. -Bir kişinin yaşayabildiği en yüksek vücut ısısı 46.5 derecedir. Normal değer ise 35 - 37'dir. -ABD'de, yaşları 20 ile 29 arasında olan zenci erkeklerin üçte biri ya hapiste yada gözaltında tutulmaktadır. -Değerli taşların çoğu birkaç elementten oluşur,sadece pırlanta tamamen karbondan oluşur. -Dünyanın en hızlı büyüyen bitkisi Bambu bir günde 90 cm. kadar uzuyor. -Erkeklere yıldırım çarpması olasılığı kadınlara göre 6 kat daha fazladır. -En büyük kitap XVII asırda yayınlanmış ve Berlin kütüphanesinde bulunan coğrafya atlası sayılır. (yüksekliği 2 metre, eni 1 metre) -1707 - 1782 arasında yaşamış bir Rus kadının; 16 ikiz, 7 üçüz ve 4 dördüzü, 1725 - 1765 arasında dünyaya getirdiği belirlendi. -Ünlü Arap şairi Kahire üniversitesi profesörü Şeyh Muhammed Abdul İbrahim 150 yaşında vefat etmiştir. 105 sene bekar yaşamış. 105 yaşında evlendikten sonra 5 çocuğu olmuştur. -Atakama çölüne 400 seneden beri yağmur yağmamaktadır. Yağan yağmur da havada buharlaştığından yere düşmemektedir. -Kunter, 1988 yılında Fenerbahçe formasıyla Hilalspor karşısında 153 sayı atarak rekor kırarken, ilk yarıda da attığı 81 sayıyla bir devrede en fazla sayı üreten basketçi olarak da tarihe geçti.

Depresyon çökkün duygu durumudur. Çökkün duygu durum ve kişinin daha önce ilgilendiği etkinliklerden ilgisini çekmesi, artik zevk alamaması, depresyonun önemli belirtileridir. Depresyondaki bir kişi ümidini kaybetmiştir; kendisini ve içinde bulunduğu çevreyi bomboş, anlamsız, zevksiz, değersiz hissedebilmektedir. Bu durum ruhsal bir acı gibi tanımlanabilmektedir. Kişiler artik ağlayamadıklarından yakınmaktadırlar. Enerji kaybı, okul ve iste başarısızlıklar, sorumlulukları yerine getirememe, yeni islere girişmekte isteksizlik, uykusuzluk Devamını Okumak İçin Tıklayınız …

18. yüzyıldaki bir deniz savaşında en çok denizciyi ne öldürmüştür? Adi bir kıymık. Hollywood filmlerinde gösterilenlerden farklıolarak 18. Yüzyılda kullanılan gülleler aslında patlamıyordu. Bunlar geminin gövdesini parçalayarak kocaman tahta kıymıkların yüksek bir hızla güvertede uçuşmasına neden oluyordu; bu kıymıkların isabet ettiği denizciler de ağır yaralar alıyordu.

1600 yıllık kuru fasulye bulundu Gün ışığına çıkarılan mezarlarda 1600 yıllık kuru fasulye bulundu. Muğla’nın Bodrum İlçesi'ne bağlı Gümüşlük Beldesi'nde devam eden Antik Myndos Kenti kazıları çerçevesinde, Tavşan Adası’nda gün ışığına çıkarılan mezarlarda 1600 yıllık kuru fasulye bulundu. Kazı çalışmaları sırasında İ.Ö 4'üncü yüzyıla ait tapınak temelleri bulunduğu kesinleşti. Bulunan eserler arasında Roma İmparatoru Agustus'un, o dönem bölgede yaşanan büyük depreme yardımını anlatan taş yazıt, hamam, ayazma, tapınak, su kanalları, pişmiş topraktan yapılmış kap kacaklar, sikkeler, cam eşya parçaları ve iskeletler bulunuyor.

Ay nasıl kokar? Anlaşıldığı kadarıyla barut gibi. Ay’da yalnızca on iki kişi yürüdü ve bunlardan hiç biri özel uzay giysileri nedeniyle Ay’ı koklayamadı. Ancak Ay yüzeyinden kabine döndüklerinde yanlarında bu tozlardan bol miktarda sürüklüyorlardı. Astronotlar Ay’daki toprağın kara benzediğini, barut gibi koktuğunu ve tadının çok kötü olmadığını söylediler. Bu toprak büyük ölçüde, Ay’ın yüzeyine çarpan göktaşlarının yol açtığı silikon dioksitten meydana gelmektedir; bunun yanısıra demir, kalsiyum ve magnezyum gibi mineraller de içerir.

Çıplak gözle kaç galaksi görülebilir? Beş bin? İki milyon? On milyar? Hayır, dört tane görebiliriz. Aslında oturduğumuz yerden yalnızca iki tane görebiliriz, bunlardan bir tanesi de içinde bulunduğumuz Samanyolu’dur.

Dünyanın en büyük şehri hangisidir? Resmi olarak Honolulu... . Hawaii eyaletinde 1907’de çıkarılmış bir yasaya göre Honolulu Şehri ve Honolulu İdari Bölgesi (County) aynı yeri ifade ediyor bu Honolulu şehrinin Büyük Okyanus’ta 2,400 km boyunca uzanan Kuzeybatı Hawaii adalarının kalanını da kapsadığı ve 5,509 km2’yle en büyük yüzölçümüne sahip şehir olduğu anlamına geliyor. Dünyanın en kalabalık şehri ise 12,8 milyonluk nüfusu ve 440 km2lik yüzölçümüyle Mumbai’dir: Km2 başına 29,042 kişi! Eğer bütün anakent alanı dahil edilirse en kalabalık şehir, 13,500 km2 üzerinde yaşayan 35,2 milyon kişiyle Tokyo olur.

Şu ana kadar yaşamış en tehlikeli hayvan hangisi? Bu sorunun cevabı açık ara sivrisinek...Şu ana kadar ölmüş olan insanların yarısını (muhtemelen 45 milyar kadar) dişi sivrisinekler tarafından öldürdü. Günümüzde bile her 12 saniyede bir kişi sivrisineklerden kaynaklanan sebeplerle hayatını kaybediyor.

En yüksek dağ nerede? Dünya’da değil, Mars’ta... Dev volkan Olympus Dağı (Latincede Olympus Mons) güneş sistemindeki ve bilinen evrendeki en yüksek dağdır. 22 km yüksekliğindeki Olympus Dağı Everest’ten üç kat daha yüksek. 624 km genişliğindeki bu dağ Britanya adalarının bulunduğu alanın tamamını kaplayabilir.

Evrendeki en soğuk yer nerededir? Finlandiya’da. Helsinki Teknoloji Üniversitesi’nden bir ekip 2000 yılında bir rodyum parçasını, mutlak sıfırdan (-273oC) derecenin on milyarda biri kadar daha yüksek bir sıcaklığa kadar soğuttu.Laboratuarlarda oluşturulan bu son derece düşük sıcaklıklar dikkate değerdir. Derin uzayda bile sıcaklık -245oC’nin altına nadiren düşer. Bunun bilinen tek istisnası, Avustralyalı gökbilimciler tarafından 1979’da saptanan Bumerang Nebulası’dır. Bu nebula bir bumeranga (ya da bir papyona) benzer. Merkezinde, Güneş’ten üç kat daha ağır, ölmekte olan bir yıldız vardır.

Evren ne renktir? Resmi olarak bej rengindedir. 2002 yılında, Johns Hopkins Üniversitesi’nden Amerikalı bilimciler, Avustralya Kırmızıya Kayan Galaksileri İnceleme Kurumu’nun topladığı 200,000 galaksi ışığını inceledikten sonra evrenin soluk yeşil renkte olduğu sonucuna vardılar. Ancak birkaç hafta, hesaplamalarında bir hata yaptıklarını ve evrenin aslında daha çok köstebek derisi renginin kasvetli bir tonu olduğunu itiraf etmek durumunda kaldılar.

Fillerin ilginç sırrı Bilim adamları, fillerin bacaklarının dört çeker araç tekerlekleri gibi hareket ettiğini söyledi. Londra Üniversitesi Kraliyet Veteriner Kolejinde görev yapan John Hutchinson ekibi tarafından yapılan araştırmada, fillerin yürüyüşü ve koşuşu özel kameralarla gözlemlendi. Araştırmalarının sonucunda fillerin bacaklarının dört çeker bir arazi taşıtının tekerlekleri gibi hareket ettiğini gören bilim adamları, bunun hayvanın her bacağını hız kazanmak ve fren yapmak için kullanabildiği anlamına geldiğini belirtti. Daha önce 4 ayaklı tüm hayvanların ön ayaklarını fren, arka ayaklarını ise hız kazanmak için kullanmak suretiyle bacakları arasında iş bölümü yaptığı düşünülüyordu. Ancak araştırmanın sonucu, bunun filler için geçersiz olduğunu ortaya koydu. Bilim adamları filleri 4 ayaklı diğer hayvanlardan ayıran bu hareket özelliklerinin, onların iri gövdelerinden kaynaklanıyor olabileceğini söyledi.

İlk Amerikan Başkanı kimdir? Peyton Randolph... Randolph, George Washington’dan önceki on dört Kıtasal Kongre (ya da “Kongre’de Biraraya Gelmiş Birleşik Devletler”) Başkanının ilkiydi. Kıtasal Kongre, şikayetlerini İngiliz Tahtı’na iletmek için 13 koloni tarafından oluşturulmuş müzakere organıydı.

Roma yanarken Neron ne yapıyordu? Kesinlikle yanan şehri seyrederken lir çalıp şarkı söylemiyordu. Yangın çıktığı sırada Neron yangının 56 km uzağında, deniz kenarındaki yazlık evindeydi. Neron haberi alınca hızla Roma’ya gitti ve yangın söndürme çabalarının sorumluluğunu üstlendi.

Bir kırkayağın kaç tane ayağı vardır? Kırkayak kelimesi, Latince “yüz ayak” anlamına gelen centipeda kelimesinden gelmektedir. Kırkayaklar yüz yılı aşkın bir süredir kapsamlı bir biçimde incelenmelerine karşın tam olarak yüz ayağa sahip bir örneğine rastlanmamıştır. Türkçe’deki adlarına bakarak bu hayvanların kırk ayaklı oldukları da söylenemez.

İstasyon

Bilgistasyonu

siyasetfelsefesi

Siyaset Felsefesi

SİYASET FELSEFESİ

SİYASET FELSEFESİNİN KONUSU

Siyaset (Politika Latince) dilimize Arapça’dan geçmiş bir sözcüktür ve devlet ve toplum yönetimi ile ilgili tüm etkinlikleri ifade eder.Bu alanı, hem siyaset bilim hem de siyaset felsefesi inceler.Siyaset bilim devlet biçimlerini, siyasi olguları ve süreçleri ele alır,betimler ve olanı olduğu gibi inceler. Siyaset felsefesi ise varolan siyaset üzerine bir sorgulama ve akıl yürütme

etkinliğidir.Siyaset felsefesi ideolojiler üstü bir tutumla olması gerekeni araştırır.

 

SİYASET FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI

Birey :Kendisini başkalarından ayıran,kendisine özgü bir kimliği olan her tek toplumsal insan

Toplum :Bireylerden oluşan ve kendisine özgü bir yapısı bulunan, aralarında sosyal ilişki ile ortak bir kültürü ve sürekliliği bulunan insan topluluğudur.

Devlet :Bir yurt üzerinde yaşayan ortak bir kültür yaratmış olan insanların oluşturduğu hukuksal ve siyasal otoritedir.

İktidar :Yönetme gücünü elinde bulundurma demektir.

Meşruiyet :Egemenliğin haklı nedenlere dayalı olarak kullanılmasını ifade eder.Bir toplumda meşruiyet ya sosyal haklılığa ya da yasalara dayalı olarak kullanılabilir.

Yönetim :Bir örgütün ya da bir kurumun belirlenen ilke ve amaçlar doğrultusunda işletilmesidir.

Egemenlik :Yönetme gücünün kaynağı yönetme yetkisini elinde bulundurmanın nedenidir.

Hak :Kullanma ve isteme yetkisine sahip olduğumuz şeylerdir.

Hukuk evlet-birey ve birey-birey ilişkilerini düzenleyen yazılı normlar bütünüdür.

Yasa :Hukuku meydana getiren zorlayıcı olan ve yaptırımları bulunan yazılı normların her biridir.

Bürokrasi :Kamu alanında çalışan aşamalı(hiyerarşik) bir düzen içinde örgütlenmiş olan memurlar topluluğudur.

 

SİYASET FELSEFESİNİN TEMEL SORULARI

1.Devletin varlık nedeni nedir?

2.Devlet olmalı mı olmamalı mı?

3.Devletin fonksiyonu nedir?

4.İktidar kaynağını nereden alır?

5.Egemenlik türleri nelerdir?

6.Sivil toplum nedir?

7.Demokratik yaşamda sivil toplumun yeri nedir?

8.Eşitlik nedir?

9.Adalet nedir?

10.Bürokrasiden vazgeçilebilir mi?

11.En iyi yönetim biçimi nedir?

12.Herkesin memnun olabileceği bir yönetim biçimi olabilir mi?

 

İKTİDAR KAYNAĞINI NEREDEN ALIR?

*İlk yaklaşım iktidarın, toplumun içten ve dıştan gelebilecek tehlikelere karşı korunması ihtiyacından kaynaklandığını söyler.

*İkinci yaklaşım iktidarın kaynağı olarak Tanrı’yı görür.Bu yaklaşıma göre iktidar Tanrı’nın yeryüzündeki temsilcisidir.

*Üçüncü yaklaşıma göre iktidar kaynağını toplumda yaşayan insanların ortak iradesinden kaynaklanır.

 

MEŞRUİYETİN ÖLÇÜTLERİNELERDİR?

*Birinci yaklaşıma göre devlet ve iktidar bireylerin ahlaki bakımdan olgunlaşma ihtiyacına yanıt vermek amacıyla ortaya çıkmıştır.Bu amacı yerine getirebildiği oranda meşrudur.

*Devlet Tanrı’nın yeryüzündeki temsilcisidir yaklaşımını savunanlara göre ise iktidar dinsel misyonun yerine getirilmesi temelinde meşrudur.

*Marksizm’e göre devlet egemen sınıfların üretim araçlarını elinde bulundurmasına hizmet eden bir araçtır.Devletin meşruluğu hizmet ettiği sınıfın çıkarlarını gözetmesi ve sonuçta sınıfsız bir toplumu amaç edinmesi ile ölçülür.

*Bir başka yaklaşıma göre ise devlet ortak iradenin temsilcisidir.Devletin uygulamaları ortak iradeye hizmet ettiği sürece meşrudur.

 

KAÇ TÜR EGEMENLİK TARZI VARDIR?

1.Geleneksel Egemenlik:

Geleneksel egemenliği toplumun dayandığı geleneksel değerler (gelenekler, örfler, adetler, görenekler) belirler.Bu egemenlik türü gelişmemiş ilkel toplumlarda geçerlidir. Egemenlik halka değil belirli bir kişiye ya da belirli bir aileye aittir.Emirlik,krallık,şeyhlik vb ülkeler bu egemenlik türüne örnek olarak verilebilir.

2.Karizmatik Egemenlik:

Liderde bulunan karizmaya dayalı bir egemenlik türüdür. Karizma üstün ve büyüleyici niteliklere sahip liderleri ifade etmede kullanılan bir terimdir. Karizmatik liderler güçlerini topluma sağladıkları başarılardan alırlar.

3.Demokratik ve hukuksal Egemenlik

Bu egemenlik tarzı insanın akıl ve mantığına dayalıdır.Egemenlik hukuka dayanır ve hukuk kuralları çerçevesinde kullanılır.Egemenliği elde etme ve kullanma yolları ve sınırları anayasalar tarafından belirlenmiştir. İktidarın egemenliği kullanırken halkın iradesini kullanması esastır.

 

Devlet

Felsefe tarihinde devleti ele alan yaklaşımlar iki ana başlık altında toplanabilirler.

1.Devleti Doğal Bir Varlık Sayan Yaklaşımlar: Bu yaklaşımın en önemli temsilcisi Platon’dur.Ona göre toplum insan vücuduna benzer. Nasıl vücudumuzda her organın bir görevi varsa toplumdaki her organın da belli bir görevi bulunmaktadır. Devlet ise insan vücudundaki tüm organların birbiriyle uyumlu çalışmasını sağlayan beyni temsil etmektedir.Devletin belli bir başlangıcı bulunmamaktadır.Ona göre devlet insan toplumuyla birlikte hep vardı ve hep varolmaya da devam edecektir.

2.Devleti Yapay Bir Varlık Sayan Yaklaşımlar: Bu yaklaşımın felsefe tarihindeki en önemli temsilcileri Thomas Hobbes,J.J.Rousseau ve J.Locke’tur. Bunlara göre insan toplulukları başlangıçta “Doğal Durum” adı verilen bir durumda yaşıyorlardı. Doğal durumda insanları yöneten ne kurallar ne de kurumlar bulunuyordu.Daha sonra insanlar barış içinde ve belirli bir düzen içerisinde yaşama gereksinimi duyduklarında devlet düşüncesi ortaya çıktı.Yani onlara göre devlet sonradan insan ihtiyaçlarına cevap vermek üzere oluşturulmuş bir kurumdur.

 

İDEAL DÜZEN ARAYIŞLARI:

Felsefe tarihinde ideal bir düzenin olup olmadığı tartışmaları iki ana grupta toplanır.Bunlardan ilki ideal bir düzenin olamayacağını öne süren görüşler ve ikincisi ideal bir düzenin olabileceğini öne süren görüşlerdir.

1.)İDEAL BİR DÜZENİN OLAMAYACAĞINI SÖYLEYEN GÖRÜŞLER: Sofistlere ve nihilistlere göre ideal bir düzen yoktur.Çünkü düzenin amacı insan mutluluğunu sağlamaktır.Tüm insanların mutluluğunu sağlamak ise olanaksızdır.Bu anlamda bugüne kadar hiçbir düzen mutlak insan mutluluğunu sağlayabilmiş ve bundan sonra da sağlayabilecek değildir ve bu yüzden de ideal bir düzenden söz edilemez.

2.)İDEAL BİR DÜZENİN OLABİLECEĞİNİ ÖNE SÜREN GÖRÜŞLER: İkinci ana yaklaşımlar ideal bir düzenin olabileceğini söyleyen yaklaşımlardır.Bu yaklaşımlara göre ise asıl sorun ideal düzeni belirleyen ölçütlerdedir.

a.)Özgürlüğü Temel Alan Yaklaşım (Liberalizm)

Liberalizm olarak bilinen bu görüş Adam Smith,J.Locke ve St Mill tarafından savunulmuştur.Bu yaklaşım Batı dünyasının kapitalist üretim tarzının dayandığı felsefi temel olarak karşımıza çıkar.Smith’in “bırakınız yapsınlar,bırakınız geçsinler” sözüyle özetlenebilecek olan liberalizme göre ideal bir düzen mutlak anlamda birey özgürlüğünü sağlayabilen düzendir.Bir düzenin ideal sayılabilmesi için özgürlükçü olması gerekmektedir.

b.)Eşitliği Temel Alan Yaklaşım (Sosyalizm)

Bu yaklaşımın başlıca temsilcileri S.Simon, C.Fourier, Prodhon,Owen ve Karl Marx’dır.Bunlara göre ideal düzeni belirleyen ölçüt eşitlik ilkesidir.Bu yaklaşımla birlikte sosyalist ekonomik sistemin felsefi düşüncesi ortaya çıkmış olmaktadır.

c.)Adaleti Temel Alan Yaklaşım (Sosyal Hukuk Devleti)

Özgürlüğü veya eşitliği temel alan yaklaşımların dayandığı ekonomik sistemler insan ve toplum problemlerini çözmeye yetememiştir.Bu nedenle daha sonra ideal düzeni belirleyen ölçüt olarak adalet ilkesi öne sürülmüştür.Bu yaklaşıma göre özgürlüğün olmadığı yerde eşitlikten, eşitliğin olmadığı yerde ise özgürlükten söz etmek olanaksızdır.Adalet ilkesini temel alan yaklaşım sosyal hukuk devleti denilen yeni bir devlet modelinin ortaya çıkmasını sağlamıştır.

 

ÜTOPYALAR:

Şimdiye kadar öngörülen veya uygulanan hiçbir devlet tarzı mutlak anlamda insan mutluluğunu sağlayamamıştır. Bu yüzden insanlar yeni devlet arayışlarını sürdürmektedirler.Bu çabalar kapsamında düş gücüne dayalı hayali devlet biçimleri de üretilmiştir.Bu hayali düzen tasarımlarına olmayan yer anlamına gelen Ütopya denir.Ütopya hiçbir yerde bulunmayan hayali bir devlet yazınıdır.Tarih içerisinde ütopya yazarları iki başlık altında toplanır:

 

1.İstenilen Ütopyalar:

Bu tür ütopyalar her şeyin yolunda gittiği, toplumsal alanda herhangi bir sorunun bulunmadığı, kusursuz bir devlet ve düzen tasarımını ifade eder.Bunlar iyimser bir bakış açısıyla kaleme alınmış ütopyalardır.Bu tür tasarımlara şunlar örnek olarak verilebilir:

a.)Platon : Devlet

b.)Farabi :El Medinet’ül Fazıla

c.)Thomas More :Ütopia

d.)Campenella :Güneş Ülkesi

e.) F.Bacon: Yeni Atlantik

 

 

2.İstenilmeyen Ütopyalar:

Dünyanın ve toplumun geleceği konusunda iyimser bir bakış açısıyla kaleme alınmış yukarıdaki ütopyaların yanı sıra kötümser bir bakış açısıyla yazılmış ütopyalar da vardır.Bunlar gelecek için karamsardırlar.İnsanlığın geleceğinin özellikle kontrolsüz teknolojik gelişmeler yüzünden kötü olacağına ilişkin bir karamsarlık içermektedirler.Bu ütopyalara şunlar örnek olarak verilebilir:

a.)Aldous Huxley :Yeni Dünya

b.)George Orwel :1984 Ütopyası

Bilgistasyonu bugün 15 ziyaretçi (26 klik) tarafından ziyaret edildi.


Copyright © 2010 Bilgistasyonu » İletişim | » Tüm Servisler | » Reklam Ver | »Site Politikası | » Ziyaretçi Haritası

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol