yorgundenizci
Yorgun Denizci
110 milyon yıldır kuraklık ve buzul çağlarını atlatıp neslini sürdürebilen deniz kaplumbağaları son 50 yıldır yumurtlayacak kumsal bulup, suni ışıklar, balıkçı ağları ve naylon poşetlerden kurtularak yaşamaya çalışıyor.
Gündüzleri 60 dereceye ulaşabilen yüzey sıcaklığından korunmak için 50 cm'lik kumun altındaki yumurtanın kabuğunu, gecenin karanlık olduğunu umarak kıran deniz kaplumbağası yavrusu, kardeşleriyle omuz omuza yukarıya tırmanarak kumun yüzeyine çıkar. Kumsalın gerisinde konut, turizm tesisi, yol aydınlatmaları, kamp ateşleri, araç ışıkları gibi yapay ışık kaynakları yoksa ve yengeç, kuş, tilki gibi doğal avcılarıyla karşılaşmazsa iki-üç dakika içerisinde hızla denize ulaşır. Evrim süreci içerisindeki bilgiyle, ay ışığı olmasa dahi deniz üzerinde oluşan parlaklığı algılayarak denizi bulur, ancak kumsal gerisinde denizde oluşan parlaklıktan çok daha güçlü olan yapay ışıklar deniz yerine bu ışık kaynaklarına yönelmesine neden olur. Bunun sonucunda onu bekleyen iki olasılık vardır: Ya doğal avcıları tarafından öldürülür ya da sabah güneşinde kalıp kuruyarak ölür. Türkiye kıyılarında, sayıları yıllık ortalama 2 bine ulaşan Caretta caretta ve 650'yi bulan Chelonia mydas yuvasından çıkan binlerce yavru denize ulaşmaya çalışıyor. Bir ergin dişinin aynı sezonda dört kez yuva yaptığını kabul edersek, Türkiye kumsallarında yılda 500 C. caretta ve 160 C. mydas dişisi yuvalıyor. Ancak sevimli kaplumbağa yavruları için, yuvadan çıkıp denize ulaşmak yaşamayı garantilemek anlamına gelmiyor. Kıyıda onları bekleyen avcı balıklardan kurtulabilmek için 24 saat boyunca açık denize doğru yüzmek zorundalar. "Yüzme çılgınlığı" denilen bu davranışları sayesinde, avcıların daha az olduğu açık denizlere ulaşmaya çalışıyorlar... Deniz kaplumbağaları yaklaşık 110 milyon yıldır yeryüzünde yaşıyor; insanoğlunun geçmişiyse 2-3 milyon yıldan öncesine gitmiyor. Deniz kaplumbağalarının Dünya denizlerinde yaşayan sekiz türünden ikisi Türkiye'nin Akdeniz kıyılarında yuva yapıyor: Hepimizin yakından bildiği Caretta caretta "İri başlı deniz kaplumbağası" ve Chelonia mydas yani "Yeşil deniz kaplumbağası". Son 50 yıldır, hızla artan insan nüfusuna paralel gelişen sanayileşme, endüstrileşme, turizm faaliyetleri gibi etkenlere bağlı olarak yuvalama habitatları olan kumsalların doğal özelliklerini yitirmesi, deniz kirliliği, balıkçılık faaliyetlerindeki tesadüfi yakalanmalar ve ölümler nedeniyle deniz kaplumbağaları nesillerini devam ettirememe tehlikesiyle karşı karşıya. Dünya denizlerinde yaşayan deniz kaplumbağası türlerinin tümü Uluslararası Doğa Koruma Birliği-IUCN tarafından Nesli Tehlike Altındaki Türler kategorisinde yer alıyor. Barselona, Bern ve CITES gibi uluslararası sözleşmelere imza atan Türkiye de, deniz kaplumbağaları ve yaşam alanlarını korumayı taahhüt eden ülkeler arasında yer alıyor. Akdeniz'deki deniz kaplumbağalarının neslini sürdürebilmesi önemli yuvalama alanlarının bulunduğu Yunanistan, Türkiye, Kıbrıs gibi ülkeler ve önemli beslenme, kışlama ve göç alanlarına sahip Tunus, Libya, İtalya, İspanya gibi ülkelerin bu türleri korumadaki başarısına bağlı. Akdeniz'de yuva yapan Caretta caretta nüfusunun yüzde 50'si, Chelonia mydas nüfusunun ise yüzde 75'i Türkiye kıyılarını kullanıyor. C. caretta, Türkiye'nin batı ve orta Akdeniz'deki kumsallarda (Ekincik, Dalyan, Dalaman, Fethiye, Patara, Kale, Kumluca, Çıralı-Olimpos, Belek, Kızılot, Demirtaş, Gazipaşa, Anamur ve Göksu Deltası kumsalları), C. mydas ise doğu Akdeniz kıyılarında (Alata, Kazanlı, Akyatan, Sugözü-Yumurtalık ve Samandağ kumsalları) yuvalıyor. Her iki deniz kaplumbağasının da Türkiye'deki yuvalama alanlarının toplam uzunluğu yaklaşık 204 km'ye ulaşıyor. Araştırmalar C. caretta yuvalamaları için Dalyan, Kumluca, Belek, Kızılot ve Anamur'un, C. mydas yuvalamaları içinse Kazanlı ve Akyatan'ın, Türkiye'deki "Birinci Derecede Önemli Yuvalama Alanları" olduğunu gösteriyor. Akdeniz'deki deniz kaplumbağaları dünyada diğer bölgelerde yaşayan deniz kaplumbağalarından genetik olarak kısmen izole olmuş türler. Bu durum, tesadüfen giriş çıkışlar dışında, Akdeniz'de yaşayan deniz kaplumbağalarının yuvaladıktan sonra okyanuslara gitmediğini, diğer bölgelerde yaşayan deniz kaplumbağalarının da Akdeniz'e gelmediğini gösteriyor. Akdeniz sahillerinde yumurtadan çıkıp tuzlu sulara ulaşabilen yüzlerce deniz kaplumbağası arasından hayatta kalabilenler ise nesillerini devam ettirebilmek için yıllar sonra doğdukları sulara dönüyor. Aradan yaklaşık 25 yıl geçtikten sonra hayatta kalmayı başaranlar oldukça az. Erginleşen dişiler tarafından kumsala bırakılan yumurtaların binde iki ya da üçü ancak erginliğe ulaşabiliyor. Şanslı olup erginliğe ulaşanlar çiftleşmek için mart-nisan-mayıs aylarında kıyıya yaklaşıyor. Ergin dişiler çiftleşme sonrası depoladıkları spermleri kullanarak haziran-temmuz-ağustos aylarında 12-13 gün aralıklarla ortalama dört kez, bazen de yedi-sekiz kez kumsala çıkıp açtıkları çukurlara ortalama 100 yumurta bırakıyor. Bu sayı hiç de az sayılmaz. Ama deniz kaplumbağalarında kuş ve memelilerde olduğu gibi yumurta ya da yavru bakımı söz konusu olmadığı için, doğada kaderine terk edilen bu yumurtalardan daha fazla birey çıkması tamamen, neslin devamını sağlayabilmek için evrim sürecinde kazanılan bir özellik olarak açıklanabilir.