Bilgistasyonu
Akp'nin 2023 Planı
Akp'nin 2023 Planı
Ben bu alışkanlığımı “Öteki Gündem” programımızda güçlendirdim. O programda öyle fikirleri, öyle bağlantıları son derece bilgili insanlardan dinledik ki her programda yeni bir şeyler öğreniyoruz.
Benim eskiden beri inandığım bir şey var. Bu, programımız sayesinde daha güçlü inancım oldu; bu dünyada hiçbir olay tam da göründüğü gibi tam da bize anlatıldığı gibi değildir.
Olayların temelinde daima birçoğumuzun saçma diye bir yana itebileceğimiz inanışlar, mistik açıklamalar ve gizemler de vardır. Gizemlerin somut gerçeklikte bulunması da önemli değil, ancak o gizemlere inanıp da davranışlarını onlara göre ayarlayan güçlü insanlar varsa bizim de tarihi anlayabilmemiz için bu gizemleri mutlaka deşifre etmemiz gerekir.
Hepimiz güncel, sıcak gelişme denilen olaylarla haşır neşiriz, her gün yeni bir olayı tartışıyoruz; yeni olay yüklemesinden dolayı daha derinde olup biten, tarihi asıl yazıyor olabilen gelişmeleri de kaçırıyoruz.
Ben bu tuzağa düşmemeye uğraşıyorum. Elimden geldiği kadar derin bağlantıları, mistik gizemli bağlantıları çıkarmaya çalışıyorum.
Bugün de bir başka deşifre çabam olacak. Düz mantık kullanımı üzerine uyarımı tekrar hatırlayın ve içgüdüsel olarak hemen saçma demeden okumaya çalışın lütfen:
27 Ağustos Cuma günü Öteki Gündem programında (HABERTÜRK TV, saat 22.00) benim daha önce bu köşede 19 Ağustos Perşembe günü yazmış olduğum bir konuyu (MİT Müsteşarı neden İsrail’in hedefinde) daha da açarak tartıştık. Stüdyoda misafirimiz Yeni Şafak yazarı İbrahim Karagül, Ankara’dan canlı bağlantı konuğumuz da TİKA Başkanı Musa Kulaklıkaya‘ydı.
Bahsettiğim yazıma ben “Türkiye büyük, çok büyük oynamaya başladı” diye başlamıştım.
Bazı devletlerin bunu görüp korktuklarını ve bunu görenlerin başında da İsrail’in geldiğini söylemiş ve İsrail’in MİT Müsteşarı Hakan Fidan‘ı durup dururken eleştiri hedefi seçmesinin temelinde de bu korkunun yattığını anlatmıştım.
AKP Hükümeti devlet mekanizmasını da harekete geçirerek çok büyük bir coğrafyada Türkiye’yi imparatorluk hissiyatına sahip bir lider, büyük ülke konumuna getirmek için harekete geçmişti. Uzun zamandır çok değişik ülkelerde, belki bazılarınızın adını bile duymadığınız ülkelerde Türkiye gücünü ve güvenilirliğini artırmak için var gücüyle çalışıyor.
Tabii ki Balkanlar’da ve Ortadoğu’da bu faaliyetler sürüyor ama Afrika ve Pasifik Adaları’nda da çalışıyor Türkler. Örneğin ben Açe Adaları’nın adını ilk kez bu faaliyetleri incelerken duydum bunu da itiraf ediyorum. Benim adını ilk kez duyduğum bir adada Türkiye’nin milyonlarca dolar harcayarak faaliyette bulunması, doğrusu dikkatimi çekti.
Türkiye bu faaliyetini TİKA (Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi) ile yürütüyor. Adından anlaşılacağı gibi Türkiye bu kuruluşu kullanarak dış ülkelerde dini ve etnik bağlantıları kullanarak ve yardım faaliyetleri ile kendi liderliği etrafında örgütlenebilecek güç odakları yaratıyor.
MİT MÜSTEŞARI
MİT Müsteşarı Hakan Fidan bu göreve gelmeden önce TİKA Başkanı’ydı zaten İsrail’in dikkatini çekmesi de o dönemdeydi.
Müsteşarın MİT için stajını TİKA başındayken yaptığını bile söyleyebiliriz.
TİKA stratejik olarak seçilmiş ülkelerde sosyal yatırımlar yaparak Türkiye’ye sempatizanlar kazanırken MİT, o bölgelerde Türkiye’nin stratejik uzun dönemli çıkarlarını koruyup kollamaya başladı.
Yanlış anlamayın, fiilen imparatorluk olmadan imparatorluğun hissiyatını canlandırmayı hedefleyen bu büyük proje sadece AKP’nin değil ayrıca devletin de bir projesi.
ATATÜRK’ÜN SÖZLERİ
TİKA Başkanı programda benim okumam üzerine, kurumun kuruluşunda kendilerine Atatürk‘ün şu sözlerinin yol gösterici olduğunu söyledi:
“Bugün Sovyetler Birliği, dostumuzdur, müttefikimizdir. Bu dostluğa ihtiyacımız vardır. Fakat yarın ne olacağını kimse bugünden kestiremez. Tıpkı Osmanlı gibi, tıpkı Avusturya- Macaristan gibi parçalanabilir, ufalanabilir. Bugün elinde sımsıkı tuttuğu milletler avuçlarından kaçabilirler. Dünya yeni bir dengeye ulaşabilir. İşte o zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir. Bizim bu dostumuzun idaresinde dili bir, inancı bir, özü bir (vurgulamalar benim S.T.) kardeşlerimiz vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız. Hazır olmak yalnız o günü susup beklemek değildir. Hazırlanmak lazımdır, milletler buna nasıl hazırlanır. Manevi köprüleri sağlam tutarak; dil bir köprüdür, inanç bir köprüdür (vurgulama yine benim S.T)… Tarih bir köprüdür. Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimizin içinde bütünleşmeliyiz. Onların (Dış Türklerin) bize yaklaşmasını bekleyemeyiz. Bizim onlara yaklaşmamız gerekli.” (Mustafa Kemal Atatürk, 29 Ekim 1933)
Bu büyük vizyona Türkiye devleti bir süre bocaladıktan sonra nihayet sahip çıktı. AKP yapıyor bunu. İngiltere, ABD ve İsrail bunu gördü başkanlarının yaptıkları bütün açıklamalarında bu büyük oyundan duyulan korkunun işaretleri var ve İsrail ile Mavi Marmara sertleşmemizi ve yine İsrail’in eski TİKA Başkanı ve yeni MİT Müsteşarı Hakan Fidan‘ı hedef göstermesini de bu çerçevede okumamız gerekiyor.
2023 ŞİFRESİ
Bu, somut gelişmeleri yani açık istihbaratı bizim okuyuşumuzdan ibaret. Her şey açık yapılıyor, çünkü bütçeler oluşturuldu, insanlar o ülkelerde çalışıyorlar. Ancak işin bir de gizemli boyutu var.
Daha önceki bir programımızda araştırmacı Okkan Keleş‘i konuk etmiştik. Ondan çok ilginç şeyler dinledim, çok da öğrendim.
Örneğin Çin’de beyaz piramitler var. Bunların fotoğrafları çekildi. Bunlar ayrıca Türk piramitleri olarak da biliniyor.
Okkan Keleş girilmesi olağanüstü zor olan o bölgeye gitti ve piramitlere girdi. Onlara neden Türk piramidi denildiğinin kanıtlarını da getirdi. Gördüğüm resimlerde mağara duvarlarının üstünde Türk tarihine ait semboller net biçimde görülüyor. Kurt sembolleri ve ay yıldız resmi var duvarlarda; piramidin içinde Türk tarihinin önemli insanlarına ait olduğu söylenen mumyalar da var. Okkan Bey bunların fotoğraflarını da çekti. İnternette görebilirsiniz bunları.
Duvardaki yazılardan çözülebileni ise 2023 yılına işaret ediyor, Bu tarihte Türk hâkimiyetinin tekrar kurulacağı söyleniyor.
Bugün yapılan faaliyetlerin açıklanmayan hedefinin de Türkiye’yi 2023 yılında lider büyük ülke haline getirmek olduğu ifade ediliyor.
2023 biliyorsunuz cumhuriyetimizin 100’üncü kuruluş yıldönümü, yani 100’üncü yılda Türkiye gizemli sembollerde de işaret edildiği üzere imparatorluğunu fiilen ilan etmeden imparatorlukmuş gibi güçlü bir ülke olacak deniliyor.
Ne diyeyim inşallah olur ama şu an önemli olan Türk ve yabancı birçok insanın buna inanıp pozisyonlarını buna göre ayarlıyor olmalarıdır. Ben bu nedenle anlamak zorundaydım.